21 Şubat tarihli Cuma Divanı köşemde, “Fatih Sultan Mehmed Han’a Darbe” başlıklı bir yazı kaleme almış ve “Mehmed: Fetihler Sultanı” dizisi hakkında bazı yorumlarda bulunmuştum. Dizinin uzun bir süredir üç konu üzerinde yürüdüğünü ve maalesef üçünün de gerçeklerle hiçbir alakasının olmadığını an itibarıyla dizinin maalesef çöp olduğunu belirtmiştim.
Dizi yapımcıları muhtemelen benim bu eleştirilerimden fena rahatsız olmuşlar. Akla gelmeyecek bir komplo ile dizideki karakterlerden Çandarlı’yı konuşturarak, bana karşı ağır ithamlarda bulundular. Soyadıma atfen güya “şimşir ağacı” üzerinden başlattıkları saldırıda, bir daha hiç ağaç konusuna değinmeden en ağır hakaretleri arka arkaya sıraladılar.
Belki insanlar anlamaz diyerek de diziye entegre ettikleri o üç-beş dakikalık özel kısmı dizi biter bitmez üç buçuk milyon takipçili bir hesapta (VoW/voiceofworld) “Mehmed Fetihler Sultanı dizisini sert bir şekilde eleştiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’e diziden göndermeli cevap: Kel başa şimşir tarak” ifadesiyle paylaştırdılar. Dizinin tarih danışmanı olduğu ifade edilen bir şahıs da bu “X”i beğeni ve rt yaptı. Belli ki önceden kurgulanmış ve planlanmış bir komplo ile karşı karşıya kalmıştım!..
Açıkçası ilk başta TRT’nin böyle bir komploya müsaade edeceğine inanamadım. Uzun süre bir açıklama olur diye bekledim. Zira “VoW” hesabında açıkça benim hedef alındığım belirtiliyordu. Danışmanı da bunu paylaşıyordu. Ertesi gün akşama kadar TRT’den bir açıklama olmayınca ben de konuya cevabi bir video çektim.
On binlerce hesap, “özürdileTRT” hashtag’i ile TRT’yi açıklamaya ve özür dilemeye davet etti. TRT ise bu davetlere kulağını tıkadı. Görmezlikten geldi. Aslında görmez değildiler. Zira birtakım yüksek hesaplı arkadaşlar, dizinin yönetmenleri tarafından arandıklarını ve bana destek vermemesi konusunda ricacı olduklarını ifade ettiler.
Dolayısıyla komplonun aktörleri özür dilemek gibi bir erdem yerine ne olur bize vurmayın diye yalvarmayı seçmişlerdi. Buna rağmen “özürdileTRT” hashtag’i zirveye çıktı ve saatlerce gündemde kaldı.
Peki üzüntü verici olanı ne idi. Bendeniz Yeniçağ tarihi alanında 43 yıllık bir akademisyenim. Neredeyse kırk yıldır Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman gibi tarihimizin en mümtaz şahsiyetlerini talebelerime ve konferanslarla millete anlatıyorum. Fatih Sultan Mehmed Han ile ilgi üç kitabım ve onlarca makalem var. Böyle bir dizi hakkında, konu hakkında fikir beyan edecek bugün üç beş kişiden biriyim. Dizinin oynandığı saatlerde ve sonrasında onlarca soruya muhatap oluyorum. Konuşmalarım ve yazılarımda dizileri tenkit yanında yol gösterici olmaya da çalışıyorum.
Kusura bakmayın ama “kardeş katli sırasında askerlerin ellerinde kılıçlar, saraya dalmaları merhum padişaha II. Murad Han’ın hanımını kucaktan kucağa alıp uzaklaştırmaları kabul edilecek bir durum mudur?” İstanbul kuşatması günlerinde yeniçerilerle akıncıları birbirine kırdırmak hangi aklın ürünüdür? Akıncı beyini cellat yapmak nasıl bir kurgudur? Fetihten nice sonra ölecek olan Süleyman Paşa’yı katlettirip katilini buldurmak için paşaları birbirine düşürmek nasıl bir tutumdur? Fetih sırasında hiç adı geçmeyen Hızır Bey’i baş kadı yapmak nasıl bir mantıktır? Nihayet Fatih Sultan Mehmed’in karşısında baş kadı rolündeki Hızır Bey’i süklüm püklüm ayakta konuşturmak ve Çandarlı’nın azarlamalarına maruz bırakmak hangi parlak dehanın(!) mahsulüdür? Bunlar Fatih’in ilme ve ilim adamına verdiği değerden de tam nasipsizdir maalesef.
Milletin kanalından millete ve tarihe suikast mı?
Benim bu açıklamalarımı dikkate alan TRT yönetiminin dizi yapımcılarına, “siz ne yapıyorsunuz arkadaşlar” demelerini beklerdim.
Onlar ise bunu yapmak yerine bana düzenlenen komplonun bir parçası olmayı yeğlediler! Yeğlediler diyorum çünkü on binlerce hesap “özürdileTRT” derken kör dilsiz ve sağır rolü oynadılar.
Sayın Cumhurbaşkanımız milletin kanalı olan TRT’yi milletinin hizmetine verdi. Milletin değerlerine sahip çıkmasını istedi. “Muhteşem Yüzyıl” rezalet dizisine karşı tarihî hakikatleri milletin evlatlarına öğretilmesini istedi.
TRT ise milletin kanalı olması gereken TRT’yi subliminal mesajlarla millete çevirdi. Hem de bunu bir tarih dizisinde yaptı ve maalesef beni daha da haklı çıkardı. 570 sene önce vefat etmiş birisi benim hakkımda bu sözleri nerede ve nasıl söyleyecekti?!. TRT gibi ciddi bir devlet kurumu böyle subliminal mesaj vermesini nasıl açıklayacak? TRT’yi bu konuda kim veya kimler nasıl yanılttı. Özür dileyip bunun takipçisi olacağını belirtmeli idiler.
Maalesef “Kutlu Doğum Tartışmaları”ndan ve “Kutlu Doğum Haftası”nın kaldırılmasından sonra, neredeyse her ay davet edildiğim, altı ay aralıksız daimî konuk olduğum, defalarca program yaptığım TRT bana sekiz yıldır ambargo uyguladı. Yoksa benden “Kutlu Doğum” adındaki bu FETÖ projesinin intikamı mı alınmak isteniyordu? Doğrusu insan buna bir ad bulamıyor.
TRT Müdürü M. Zahid Sobacı bir akademisyen. TRT’de kendisi hakkında ağır iftiralarla subliminal bir mesaj verilerek hakaretlere uğrasaydı nasıl tepki verirdi? Bir akademisyen olarak bu tip konularda eleştirinin, daha iyiye, daha güzele ve daha doğruya götüreceğini telkin etmesi gerekmez miydi?
Belki “hocam sen de çok ağır eleştiriyorsun” diyebilirler. Peki dizi başladığı günden beri yaptığım eleştirilerde bir tek haksız yönümü gösterebilirler mi?
Dizi danışmalarından tutun Türkiye’de ve dünyada istedikleri tarihçiyi karşıma çıkarsınlar TRT’de tartışalım. Benim söylediğim konularda tek bir haksız yönümü söyleyebilecekler mi?
İşte sıkıntı da burada başlıyor. Söyleyecek sözü olmayanlar, ilimle fikirle kendilerini ifade edemeyenler, komploya, subliminal mesajlara ve hakaretlere başvuruyor!
En kötüsü ise bir devlet kurumunun başında olma avantajını ve elinde tuttuğu güçleri kullanarak, hasmını hakaret ve iftiralarla milletin gözünden düşürmek için akılalmaz oyunlara başvuruyorlar.
Yazık ettiler!
Sayın TRT yöneticileri ve dizi yapımcıları! Özür dilemek büyük bir erdemdir. Yapılan bir hatadan dönmektir. Hakaret ettiğiniz bir şahıs ile helalleşmektir. Siz maalesef bu cesareti gösteremediniz. Belki de bu konuyu şu mübarek ramazan ayında ahirete havale ettiniz. Sizin tercihinizdir bir şey diyemem!
Fakat sizden şunu rica ediyorum: Sayın Cumhurbaşkanımızın milletin kanalı yaptığı TRT’yi subliminal mesajlarla millete karşı kullanmayınız! Milletin değerlerini onunla yok etmeyiniz.
Tarihimizin en değerli şahsiyetlerini bu şekilde iftiralarla yalan üzerine kurulu olarak göstermekle mi bu milletin evlatlarını yetiştireceğiz. Bu milletin evlatlarına tarih şuurunu ve bilincini böyle mi aşılayacağız.
Evlatlarımız dizide gösterilenlerden yüz soru çıkarsalar ve öğretmenlerine bu böyle mi diye sorsalar alacakları cevap, “hayır yanlış, öyle değil” olacaktır. Bu durumda Fatih dizisiyle kime ne verilmek istenmektedir. Açıklanabilir mi? Sadece reyting ve para kazanmak mıdır maksat. Maksat bu olunca tarihimizle istedikleri gibi oynamak uygun mu oluyor? Açıkçası Fatih sizin oyuncağınız mı oldu?
Ben beklerdim ki, Fatih Sultan Mehmed dizisi oynadığında bu ülkede yer yerinden oynasın. Gençlerimiz bu muhteşem sultanını layıkıyla tanısın! İstanbul fâtihini, peygamber efendimizin müjdesine nail olan hakanı, Doğu Roma’yı bitiren cihangiri, ilimde, sanatta, idarede, siyasette büyük deha sahibini, ahlakta örnek, cihad da büyük aşk sahibini hakkıyla öğrensin. Her bölümün akabinde ertesi gün okullarda hep o konuşulsun. Hocalar birkaç dakika onu değerlendirmeden derse başlamasın. Gönlüm böyle isterdi.
Olmadı ne yazık ki olmadı. Dizi, bırakın zirvede olmayı yerlerde süründü. Dönem bitmeden dizi onuncu on ikinci sıralara düştü. Aslında perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. TRT’de “Diriliş Ertuğrul” başladığında beklentiler bu yöndeydi. Dizi uzun süre reyting rekorları kırdı. “Muhteşem Yüzyıl” dizisine inat, millet hakiki tarihini öğrenmek için uzun süre bekledi. Sonuç ise yıkımdı. Reyting sevdasıyla yıllarca uzatılan dizi, sonunda bayağı ve gereksiz senaryolara kurban gitti. Hafızalarda kalıcı bir iz bırakamadı. Kuruluş Osman, Barbaros, Selçuklu, hep aynı entrikaların kurbanı oldu. Nihayet Büyük Sultan Fatih dizisi de hepsinin üzerine tüy dikti.
Yazık ettiler. Evet çok yazık ettiler! Zira yeni ve hakiki bir Fatih, Kanuni ve Kuruluş dönemi Osmanlı dizileri çekmek için artık en azından 50 yıl beklemek gerekecektir.
TEFEKKÜR
Âlim dedi bir harika öğrenciydi
Şair dedi yer yer sözü bir inciydi
Sultan Mehmed adıyla andık onu biz
Tarih dedi fatihlerin en genciydi
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil
07.03.2025
Türkiye Gazetesi
Gençlere ecdadını,verdiği mücadeleyi gerçek tarihi öğretmediler için çekilen dizilere de aynı şekilde böyle yansıyor…
Rabbim hakkı hak batılı batıl olarak görmeyi ,inanmayı nasip eylesin inşâAllah.Âmin